28 Şubat 2008 Perşembe

KELİME OYUNU/BAHAR: BAHAR GELİYOR BAHARRR

Cemre kelimesi pek tuhaf bir kelimeymiş... Geçenlerde televizyonda ilk cemrenin düştüğü haberi veriliyordu. Demek ki havaların ısınması yakın diye düşündüm, yağan kara rağmen.. Sonra düşündüm, bu cemre düşmesi olayı gerçekten neydi? Cemreler hangi aralıklarla düşüyordu, neden üç cemre düşüyordu, haydi biri düştü illaki ötekiler de mi düşmeliydi? Bu bir kural mıydı? Cemre dediğin zamanı gelince düşmeli miydi? Düşen cemreler insan uydurması, akıl oyunu muydu, cemrelerin düşmesinin ardında derin devlet olabilir mi? Cemre düşerken de türban takılmalı mı vs vs.
Sonra bir başka hafta sonu yeni emekli olmuş babam ile erkek kardeşimin hafta sonu macerarını dinledim. Sürat motoruyla denize açılmışlar, bir adacığın kenarında tekne dalgalar tarafından sürüklenip karaya oturunca yarı bellerine kadar suya girip tekneyi karadan kurtarmışlar. Epey macera yaşanmış. Eve geldiklerinde giysileri sırılsıklamdı. Bir önceki hafta da ava çıkıp bir metre karın üstünde yuvarlanıp durmuşlar helak olmuş halde eve dönmüşler, ağaç dalında bir kuşu avlamaya çalışırken yüksek bir yerden yuvarlanmışlardı. Anneme dönüp "anneee, bunlar da cemre gibiler. Bir duyuyorum toprağa, öbür hafta duyuyorum cumburlop suya düşüyorlar. Bir yamaç paraşütü yapıp bir de havaya düşseler tam olacak" dedim de pek güldük.
Sonra Adanada yaşayan biri telefonda burada hava çok soğuk, bir yerlere gidebilmek için cemre düşmesini bekliyoruz demiş. Haaa bu cemrenin düşmesi beklenilen bir durum o zaman, iyi de niye bekleniyor. Yazın denize girmek için de karpuz kabuğunun suya düşmesini bekleyenler gibi şimdi de cemre düşmesi bekleniyor.. Hey haaat !
Yine abardım, başladım abuk sabuk düşünmeye, yazmaya... Her yan bahar olmuş, aklım tatile çıkmış, ruhum baharla coşmakta ve tıpkı Orhan Veli'nin dediği gibi beni bu güzel havalar mahvetmekte...
Böyle güneşin bize güldüğü, topraktan papatyaların yüzünü göstermeye başladığı, doğanın,böce börtünün uyanmaya başladığı bahar aylarında kabına sığmaz bir hal alır, cıvıl cıvıl olur bedenim. Büroda zaman geçirmem zorlaşır, öğle arası dışarı çıktığımda biraz daha biraz daha yürümek, dışarıda kalmak isterim. İç sesim haydi oğlunun okuluna git, sürpriz yap, al çocuğu dağ bayır gez, parklara git der. Zor sustururum. Oğlumu hatırlarım, Sezen Aksu' nun "ikinci bahar" şarkı sözlerini yeni doğmuş oğluna yazdığını anlattığını hatırlarım. Ahh oğlum, bahar gözlü bir tanem...
bahar aylarında her şeye yeniden aşık olurum sanki, evet her şeye... Yaşadığım her yeri baharda daha bir severim..
Bahar geliyor baharrr, hey hat!

8 yorum:

Geveze Kalem dedi ki...

'Abuk sabuk düşünmek,yazmak,' buysa eğer, ben böyle yazıları seviyorum.:)

Gerçekten baban ve kardeşinin yaşadıkları ilginç. Bir sıkıntıları oldu mu bilmiyorum ama ben de güldüm sizin kadar.:) Aslında en çok benzetmene güldüm, cemre gibiler ha!:))

'İkinci Bahar' şarkısıyla ilgili bilmediğim bir şeyi öğrendim, mutlu oldum. Hemen sözlerini aklımda yineledim, keşke ben de bir şarkı bırakabilseydim diye iç geçirdim.:)

Cıvıl cıvıl bir yazı olmuş, eline sağlık. Bu arada karmaşa da unutmuş olabilirim, acaba aynayla ilgili kelimede oyunumuzda var mıydın? Hemen bakacağım. Okumadıysam okuyacağım.
Sevgiler...

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

Çayım, sen de katılmışsın oyuna.. Çok sevindim. Ayrıca da cıvıl cıvıl bir yazı olmuş. Sanırım cemre denilen bu ateş topları hepimizin içine düştü önce.:)

Öpüyorum kocaman..

TuBiKKo dedi ki...

merhabalar :)

BEn kelime oyunu yazarlarından tubikko..öncelikle yazınız çok hoş;insanın içini kıpır kıpır ediyor..öte yandan kardeşin ve babanla ilgili benzetmeye ben de çok güldüm ne kadar yaratıcı :) çok lezzetli bir yazı olmuş;hani bahar tadıda çilek tadında...
sevgiler...

Esra dedi ki...

:-)
Her bahar yeni bir baslangic degil mi...

Adsız dedi ki...

Bir günde iç sesinizi dinleyip firar edin oğlunuzla dağ bayır dolaşın diyorum;) Ben en çok o kısımda takılı kaldım.Fikir verdiniz..Sevgiler..

pınar dedi ki...

çok güldüm babanla krdeşini cmreye benzetmene:)) zaten bu aralar benim de aklımda var bu cemre. aynı şeyleri düşünüyormuşuz:P

yağızla diyaloglarını kaçrımışım şimdi okudum hepsini. gelecek için fydalı bilgiler var. yağmurun sorduğu bazı sorulara nasıl cevaplar verebileceğim gibi:)
öpüyorum sizi.

Hayatta Giderken dedi ki...

Sevgili geveze kalem, tubikko, hüzünbaz, archi sugar bloguma hoş geldiniz ve aranıza hoş buldum :)
Geveze kalem, yazımı beğenmene sevindim, kardeşim ve çiçeği burnunda emekli babamın maceralarında çok şükür başlarına sıkıntılı bir şey gelmedi. Ben en çok babama şaşırdım. Yıllar boyu yoğun bir iş temposunda ve yıllık izin günlerini dahi kulanamadan çalıştı durdu. Emekliliğe zor ikan ettik, fakat işi bırakır bırakmaz doğayla bütünleşiverdi birden. Her hafta sonu kendine sponsorluk yapan erkek kardeşimle macera derdindeler. Cemre gibi gerçekten... Ben "ayna" kelimesine ilişkin bir şey yazmadım, o zaman daha katılmamıştım aranıza..
İkinci bahar şarkı sözlerinin oluşumunu bir de sezen'in kendinden dinlesen... Fakat şarkı TRT den red almış o dönemde, ve kendide on günlük bebeğine sulanan sapık anne muameedi görmüş, yıllar sonra şarkıyı Özdemir Erdoğan'a verince TRT sorun çıkarmamış :)))
İncegül, bak ben dedahil oldum aranıza, kalemim sizler kadar kuvvetli değil ama kendime güven duydum birden ...
Tubikko :))))
Archi, her bahar başlangıç ve tazelenmiş bir ruh ve beden demek benim için...
Hüzünbaz, iç sesim durmuyor ama iş yerimde masa başımda bekleyen onca işe koşup duruyorum. gerçekten firar edip kaçmalı mı dağa bayıra hıı?
Pınar; demek sen de benim gibi düşünüyordun. Yağızla bizim diyaloglarımız pek bir komik oluyor. İki gevezenin muhabbetini düşünsene...Bizim diyalogları baz almana sevindim, ama eminim sen yağmur'a daha iyi cevaplar verirsin, oğlum beni her seferinde hazırlıksız yakalıyor çünkü...

Tabiat Ana dedi ki...

çok keyifli bir bahar yazısı olmuş:)
babanıza ve erkek kardeşinize çok güldüm:)
kelime oyunlarına hoşgeldiniz.