12 Ağustos 2000 Cumartesi

BEBEĞE İSİM VERMEK

Hamilelik bir kadının evlilik sürecinde yaşadığı en özel dönem bana göre...

Anne adayı doğacak bebeğine yönelik türlü hayallerle süsleyip bezeyerek ve de elinden geldiğince tadını çıkararak yaşamalı bu dönemi! Sindire sindire yani!, Hamilelikte yaşanan bir tatlı telaş vardır ki o da doğacak bebeğe isim vermek! Benim gebeliğim süresince bu tatlı telaş gebeliğimin başlıcamevzusu oldu! Ona; yani doğacak bebeğime çok özel bir isim vermek istedim ve kendimi bu konuda görevli saydım. Bir de isimlerle kişiliklerin birbirleriyle bağlantılıolduğunu düşündüm her zaman. Ya da bir kişinin ismini sevmek kişinin kendini sevmekle bağlantılı gelir bazen. Tüm bunları ele alarak isim aramayabaşladım.Bazen öyle isimler gelirki karşınıza mesela (iş hayatınızda karşınıza çıkan ya da günlük koşuşturma da tesadüfen tanıştığınız biri olabilir bu kişi. Ancak öyle bir ismi vardırki çok özgün), kişinin tamamenkendine özel. O isim ve kişi hafızanızda kalıcı yer eder özgünlüğüyle, İSMİYLE. Hatta eğer konuşma fırsatım varsa isminizi size kim seçmişdiye hemen sorardım ve özgün bir isme sahip olduğunu yinelerim hemen kişiye. Heleki o ismi anne bulmuşsa daha bir özelleşir o kişi ve ismi benimgözümde. Bu duygular tamamen bana ait duygular tabiii genelleştirmeyebilirsiniz! Ama genelde benzer şeyler hissettiğimizidüşünerek yazıyorum bu satırları! Sonra başka bir duygu durumuna girdim içimden nasıl bir şey çıkacak , benim karnımda bir insan yavrusu var, benim yavrum (bir insan!) Acaba kime benzeyecek? Kaşı gözü nasıl olacak, Aman önce sağlıklıolsun daaaa bir de babası gibi renkli gözlü olursaaaaaa! Ama adına nekoymalı ki? Yazılışı kolay bir isim bulmalı ki ilkokul birinci sınıfta öğretmen ismini yaz dedğinde sayfalarca rahat bir şekilde yazabilsin. Sonra imzası kolayatılacak bir isim olmalı. Öztürkçe olsun mesela. Benim oğlum doğacaktı! O nedenle içinde "er" sözcüğü geçen bir isim olmasını çok istemiştim. Bir dönem dini bir isim olsun dedim çünkü ebeveynlerin böyle biryükümlülüğü olduğu bilgisini almıştım bir yerden. Kıyamet gününde adıyla çağrılsın diye. Sonra çocuk parklarına ya da bir kreşin çıkış saatine yakın çocukların arasına girip en güzel çocuğu seçip "söyle bakalım senin adın ne diye?"sorduktan sonra oğluma o ismi vermeyi hedefledim. Bir de şöyle bir durum vardı tabiii: Anne karnındaki bebeğin daha fetüskenbile hislerinin olduğu kanıtlanmış bir gerçek. Onunla sohbet edebilir, müzik dinletebilir, kitap okuyabilirsiniz.Ben de bebeğime ona isim aradığımı ve heyecanımı anlattım bir süre. Bazen tamam dediğim bir ismi bir hafta boyunca bebeğime ithaf ettim. Sınadım o ismi, sonra vazgeçtim. Biz kayınpederimi oğlumun doğumundan bir buçuk yıl önce kaybetmiştik. O nedenle büyüklerden çocuğa dedesinin ismini verin yönünde önerilergelmeye başladı. Ama ben o ismi hiç sevmem : Kamran (Neyseki Kamuran değilmiş. ) Tamam anlıyorum yeni kaybedilen bir babanın ismini yaşatma duygusuna saygı duyuyorum. Kayınpederime sevgimin ismine duyduğum sevgisizlikle ayrı tutarak şöyle düşündüm:Ama neden çocuğuma hastalanarakölmüş birinin adını vereyim. Heleki çocuğuma her seslenişte bana anneminarkadaşı Kamuran teyzeyi hatırlatıp beni rahatsızlık vereceğini debiliyorsam. Ben erkek isimi gibi isim istiyorum oğluma. Ben annesiyim onun. O zaman iki isim konsun dedik eşimle ikinci ismi ben seçeceğim. ve çok kararsızım. Aradığım gibi bir isim yok ki! Benim koyacağım ismikullanmalıyız yönünde taahhütnamelerimi her gün yeniliyorum. Eşimlesözleşmeler yapıyorum. Bak ikinci ismi asıl isim olacak diğeri göbek adı diye. Benim düşünceme göre iki kişinin mezar taşında aynı ismin yazılmasının mantıklı bir açıklaması yok ama nedense erkekler doğan çocukları kız iseannesinin, erkek ise babasının ismini koyma yönünde koşullandırılıyorlar ne saçma! Hıh. Oysa ki doğan her bebek bir birey, kendine özgünbir birey, öz. genlerden ve hem annenin hem de babanın yedi sülalesinden alıyor. Dedesi gibi olsun diye konan isimlere ne kadar layık olabiliyorlar kiyeni doğanlar. Ya dedesi gibi olsun diye adı eski isim olan bir çocuk halasının oğlu gibi hırsız, ya da eroinman olursa o zaman iki mezar taşında tıpatıp isim. Alın bakalım yaşatın artık o ismi! (Mesela yaniiii ) Bir de günümüzde ne güzel modern isimler var. Bazen de baba oğul aynı ismialabiliyorlar. Bu da bir özgünlük veriyor aileye ama!? Kayınpederim negüzel oğluna Özgür ismini vermiş. Tek oğluna babasının ismini vermemiş. Afferim ona. Belki yaşasaydı kendi ismini kullanmamızı istemezdi. Amayok isterdi. Yüreği pohpohlanırdı adını koyduğumuzu duyunca. Bir de herkes memnun olmalıydı seçtiğim isimden bu nedenle aday olan isimleri ailemde sınıyordum. Bir gün basın açıklaması yapar gibi (doğuma1,5 ay falan vardı) Oğlumuza isim seçiyor olduğumu;-önerisi olan varsa- bir an önce önerisini sunmalı şeklinde kamuoyu yoklaması yaptım eşimin ailesine ve tek yanıt aldım: Çocuğun ismini annesi babası koyar! Siz kendiniz karar verin! OOOOO görevimi daha da önemseyerek arayışlarımadevam ettim. Ama yok isim beğenemiyorum. İnsanlar ne güzel isim vermişlerbazı şeylere yaaa mesela kalem tıraşa verilen isim bile pat onu simgeliyor. Ben bebeğimi simgeleyecek isim bulamıyorum. Berke! Annem parke dedi. Olmaz. Berkay annem kaykay gibi dedi olmaz. Doruk moruk, goruk gibi buna da eksi falan şeklinde gitgide çözümsüzlüğegidiyorum, uykularım kaçıyor isim bulamıyorum. Ama yok yok tek isim olmasın. Yani Kamran olmasın zaten çocuk da kızar bana neden bu isme tamam dedindiye kadın ismi çünkü. Dur yavrum dur annen sana yardım edecek!.... Ben kas hastası birinin, hastalıktan ölen birinin adını yaşatmayı pek istemiyorum aslında kayınpederimi tanıdığımda konuşamıyordu bile ya çocuğumda hasta doğarsa... Yok yok o ismi koymamalıyım yazgısını da dedesinden alırsa? Yeni doğana yeni bir isim verilmesi şart. Çünkü o annesinden , babasından ölmüş dedesinden bağımsız bir birey bağımsız bir ismi olmalı. Veeee nihayet erken doğum sinyali. Eyvah dr. yarın sezeryana alalım diyor. Oysa ben daha isimseçemedim. Evden çıkarken valizimi ve isim listelerimi yanıma alarak çıktım. Görevimiyerine getirmeli oğluma isim verip ondan sonra doğurmalıyım. İsim bulmadan doğurma Yeşim!!!.Bulduğun ismi açıkla ve doğuma git. Ölsen bile çocuğun senden aldığı isimle yaşar! Sezeryan saatine bir saat kala isim de isim diye tutturmuştum. Hiçbir ismi beğenmeyerek kendimiiyice çıkmaza sokuyordum. Doğum stresi değil isim stresi yaşadım resmen. Bir isim buluyorum herkeskabul etsin istiyorum. Tanrım ne gündü. En sonunda doğuma az kala eşimyardım etti. Ayağa kalkıp sanatek bir seçenek sunuyorum Yağız! dedi. Kızkardeşim de evet abla zaten listeye benekletmiştim o ismi dedi. Soyadımızda Yaldız , hem Yağız olmak türk erkeklerinin öz. idi tamam dedimve doğurdum. Yoğun bakıma oğlum Yağız bebek diye geldi. Ama yoğun bakımda kaldığım bir günün sonunda odamagirince duydumki kayınvalidem herkese Kamuran doğdu demiş. Odamda ilk telefonlar! İlk tebrikleri kabulediyorum ve isim soruyorlar Yağız diyorum kayınvalidem bir şey demiyor. Kayınvalidem annemieve gönderdi başımda o kalıyor. Her isim sorana adı Kamuran diyor. Seslenmiyorum. Olsun onunKamuranı olsun. Kayınvalidem sabaha kadar uyumayan oğluma kamuran Yaldııız diye papağan gibi seslendi durdu ben desinirden uyumadım beş günlük çocuk Kamurandan ne anlıyorsa? Veeee günler aylar geçti. Çocuğum İzmirde Yağız (benim ailem de Yağız diyor) Aydında Kamuran!Malesef sidik yarıştırır gibi kayınvalidem çocuğuma her Yağız deyişimin hemen peşindenbıkmadan ona Kamuran demeyi görev kabul etti kendine.Bu konuda alınganlığım büyük ona karşı. Sözlerini tutmadılar çocuğun ismini annesi babası koyar sözleşmesine uymadılar. Hem bu durumdan babam bile rahatsız ve oğluma kamran diyelim gitsin diyor.İnatla Hayır diye çıkışıyorum. Ama ben bir gün ölüverirsem çocuğumun adı Kamuran kalacak diyekorkmuyor da değilim. Kamuran ismine antipatim nerdeyse nefrete dönüştü. İğrenir oldum. Ben işbaşı yapınca oğluma kayınvalidem baktı ve inatla her zaman Kamuran dedi. Ben yağız dedim.Aydına çok sık gideriz. Orada oğluma ismini gizli gizli söylerim. Engelleyemediğim bir duygudurumnedeniyle de kamuran diyemem. desem de çok söylememeye çalışırım. kamuran ismi sankiağzımda yabancıbir cisim gibi bir cam parçasıymış gibi batar bana, acıtır beni. İlk kez bu sene yaz tatilinde kayınvalidem ve görümceme (görümcem de hamile)isim arayışımdan bahsettim o süreci tatlı bir hayali anımsar gibi hatırladım. Sonra iki isim koyduğumuza kadar gelip sıkıntımıaçtım. Kayınvalidem ısrarla konuyu kapatmak istese de ben kapatmadım, "ben size kızmıyorum" dedim.Çünkü doğum sonrası dedeler, nineler de farklı duygu durumlarına girebiliyorlar. Bunlar isimlere tepkiler! Hepsi duygu durumları! Ben eğer kendi duygudurumuma hükmedebilseydim oğlumun adı Kamuran olurdu ve ikiye bölünmezdik. Kayınvalidem ve dadasları :))) da biraz daha azözel hayatımıza müdahale ediyor olsalardı ona direk kamran Yağız derlerdi (en azından ara sıra). Ama artık kızgınlık duymuyorum ama oğluma senin adın Kamuran diyenlere sessizce gülümsüyorum(gülümsememde neler gizli biliyorsunuzdur! tahmin ediyorsunuzdur) Oğlum iki buçuk yaşında ve ona verdiğim ismi her seferinde günah işliyormuş gibi çekinerek(artıkeşimle bu konuyu tarışmaktan ve duygudurum açıklaması yapmaktan bunaldığım için)söylemeyi azalttıım. Oğlumun başucuna yaldızlı harflerle yazdığım Yağız yazsını söktümpastasına da üçüncü yaş günüğnde isim yazmayacağım. Çünkü kerkesin duyguları acıtmayabaşladı. Ve yukarıda bahsettiğm o konuşmada son sözler sunlar oldu. "biz Kamurandiyeceğiz sen ne dersen de"! Ben de "sizi anlıyorum o sizin hep Kamuranınız olsun ama isimin doğrusuKamran! Yani cemil ve Cemile, Naci ve Naciye gibi en azından buna dikkat edin" dedim. "Ama siz ona cemiledemek istiyorsanız cemile deyin" dedim."Çocuğum zaten biraz daha büyüdüğünde ismini seçecek" dedim. "Amabenim bir türlü kamuran diyemeyişimi ve bunun saygısızlık olmadığını anlamaya çalışın"dedim. "Ben de biraz daha Kamran demeye çalışayım" dedim çünkü yola gelmiyorlar. Ama şunu da ekledim:"Ben bir tane daha çocuk doğurmak istemiyorum o nedenle çocuğuma seslenmekten hoşnut kaldığımismi ikinci bir çocuğa söyleme şansım olmadığına göre kendi seçtiğim ismi oğluma kullanma hakkım var. İkincisi de eğer kazara hamile kalırsam ona benim dışımda kimsenin kolay kolay dilinin dönmeyeceğiucube bir isim koymaya dair bir yeminim var! Belki o yemine uyarım. Konu kapanmıştır." Sonuç: İki buçuk yaşındaki oğlumuza baba hiç bir zaman ismiyle seslenmedi hep "oğlum" dedi. AncakAydında geçen tüm sürelerde "kamran" dedi. "Kamranı getirdim , kamranı özlediniz mi" dedi. Anneolabildiğince "yağız" dedi ama ismini kamran Yağız olarak öğretti oğluna fakat kreşe kaydederken"Yağız diye seslenin" şeklinde tembih etti. Dede ve anneanne dönem dönem biz kamuran diyemiyoruz çokayıp oluyor dedi. Anne Aydında ağzından Yağızı kaçırdıkça utandı! Bayramlarda tebrik mesajlarıbabanın ailesine Özgür& Yeşim& Kamran, annenin ailesine Özgür & Yeşim& Yağız diye gitti. Çocuk aydındaki bir haftalık tatil dönüşü "benim adım Kamuraaaaaannnnnn" diye avaz avaz bağırdı.Anne kızınca çocuk Yağız demeye çalıştı ama dili dönmedi. "Yağış" gibi ya da "vız" gibi bir şeysöyledi durdu. Ama şimdi resimde kendini görünce vız diyor. Babaanne düzeltiyor: Kamuran oğlumKamuran!İşte böyle! isim denen aslında insanın taşıdığı bir boncuk değil mi oysa? Yukarıda anlatılanların hepsi gerçektir ve birebiryaşanmış DUYGU DURUMLARIDIR! İBRET-İ ALEM İÇİN YAZILMIŞTIR :))))
Herkese sevgiler