27 Şubat 2008 Çarşamba

SINIF GÖZLEM RAPORU VE EKSİLERİMİZ

Pazartesi öğleden sonra oğlumun öğretmeni aradı, velilerle birebir görüşme yapılıyormuş, müdüre hanım da katılıyormuş. Öğleden sonrası için uygun olup olmadığımı sordu. Görüşmeye gittiğimde elime sınıf öğretmeni tarafından doldurulmuş gözlem formu verildi. Bir çok şey + yani olmulu iken 1 den 20 ye kadar sayı sayma ve dinlemekten çok konuşmayı istemesi nedeniyle -'ler de yer alıyordu.
Öğretmen ve müdüre hanımla aramızdaki diyologlardan örnek olabilecek bazı kısımları aktarmak istiyorum:
- Bal böceği sınıf içinde oldukça hareketlendi, genel olarak mutlu, kendiyle barışık bir çocuk. Düzey olarak yaşıtlarından ya da olması gerektiğinden ne ileride ne de geride.
_ Anlıyorum. Bal böceğinin kreşe başladığı ilk yıl, okula çağrılmıştım ve o zamanki öğrtemeni ve kreş müdürü, okul doktoruyla birlikte gözlemleri sonucu oğlumun sosyal gelişiminin motor gelişiminden önde olduğunu, grup atlayabileceğini söylemişlerdi. Yani yaşıtlarına göre daha zeki olduğu ifade edilmişti. Ancak bana göre henüz 18 aylık olan oğlumun zeki diye sınıf atlaması beni korkutan bir durumdu, ileride uyumsuz bir çocuk olmasını sağlayabilirdi. Kendisini yaşıtlarından farklı hissetmesi uyumsuzluk doğurabilir diye üzülmüştüm. Zekiliğe gelince henüz zeki görünse de çocuğun zekasını kullanması problem çözme yeteneği ile ölçülmeli ve bana görede zekasını kullanması ancak ilk okul son sınıf ve ortaokul yıllarında ön plana çıkacak bir durum. O zaman okul yönetimiyle bu doğrultuda konuşmuş ve oğlumun eğitimden çok sevgiye, oyuna ihtiyacı olduğunu ifade etmiştim. Verdikçe alabilir bir kapasitesi olabilir ama böyle diye ona bilgi yükleyip yormanın anlamlı olmadığını savunmuş ve okul yönetimi de bu konuda beni takdir etmişti, bilinçli bulmuştu, dedim. Ancak; bu güne geldiğimde oğlumun gözlem formlarında eğitsel etkinliklerde yaşıtlarına göre daha zayıf kalmış olduğunu görüyorum. Evde eğitsel etkinlik yapmadık. Yanlış mı yaptık diye düşünüyorum.
- A aaaa (sınıf öğretmeni) kreşte oğlunuzun çok zeki olduğunu mu söylemişlerdi? Yok canıım öyle bir şey yok. Yani oğlunuz normal bir çocuk, sıradan yani, olması gerektiği gibi.
_ Evet o yıllarda öyle söylenmişti. Anlattığım gibi konuşup sınıfında yaşıtlarıyla kalsın, diye karar almıştık.
_ Siz fark etmiş miydiniz? (Müdüre hanım)
_ Aslında şöyle, ben oğlumu biraz öz güvenli yetiştirdim, bebekliğinde bana çok bağımlı değildi, eğer bir şeyi kendisi denemeye kalkarsa denemesine fırsat tanır ya da sözel yardım verirdim, şöyle yapsan daha iyi olur şeklinde, deneye yanıla doğruyu bulurdu. Ama o zamanlarda aklımda kalan iki örnek var bu örneklerde de problem çözme yeteneği yaşına göre iyi gelişmiş görünüyordu. Örnekler ... Aklıma takılan şu oğlumun sınıftaki diğer çocuklarla arasında bir açık olduğunu ve bazı noktalarda zayıf kaldığını gösterir raporunuz doğrultusunda yapmam gereken nedir?
_ Müdüre hanım: Çocukların yaş gruplarına göre dönemsel olarak yapmaları gereken beceriler vardır. Oğlunuz bunların hepsinde gayet iyi, zaten şu an eksi görünen değerleri tamamlamak için yıl sonuna kadar zamanınız var. zaten çocuklara özlellikle kreş çağında çok bilgi yüklendiğinde (ki çocukların ne verirsek aldıkları bir dönem oluyor bu dönem) çocuk önce aaa ne güzel öğrendi diye düşünsek de çocuk asıl o faaliyetleri yapması gereken asıl döneme eriştiğinde duraksama olur. Çünkü 2 yaşında renkleri öğrettiğiniz çocuk maviyi, kırmızıyı bilir. Ama beş yaşında gündem halen bu mavi, bu kırmızı olduğunda artık sıkılır.
_Evet öyle, bana göre varsın bu sene birden yirmiye kadar saymayı öğrenmemiş, rakamları düzgün yazamamış olsun. Ben her gün oğlumu karşıma alıp uğraşsam yüze kadar saymayı öğretmeyi iş edinsem, iki günde öğrenir, biliyorum fakat bu ona ne getirir? Oğlum sanıyorum bir duraksama döneminde, bir de ilgi alanları değişti. Artık rakamlar, faaliyet yapma konusunda sınıfta biraz daha dalgacı olduğunu düşünüyorum. Mesela geçen gün bir faaliyet yapılmış birden ona kadar rakamları yazdırmışsınız, bazen evde kendi kendine bu rakamları yazdığını biliyorum. Gayet iyi yazıyor ve tanıyor ama o gün herbirini yamuk yılık yapmıştı. Öğretmeni de üzerlerine çarpılar atmış ve gözlem raporuna rakamları yazmıyor diye işaretlemiş.
- Siz şimdi oğlunuz ilk çocuk ya size ondan çok özel falan geliyo, mesela benim kzımda dünyanın en güzel çocuğu ama bu raporları görüp de aman açığı nasıl kapatayım diye üstüne düşmeyin. (Sınıf öğretmeni !!!)
- Ben yazı yazmayı, okumayı, rakamları ilkokulda nasılsa öğrenir diye düşünüyorum, bu konuda aceleci davranmak istemiyorum. Oğlum mutlu olsun, kendiyle barışık olsun en öenmlisi bu, ona bol bol kitap alıyor, okuyorum. Gözlem raporunuzu anladım, ancak kaygıya gerek duymuyorum, büyüyor ve ilgi alanları değişiyor. Kreş yıllarında özbakım gereken dönemlerdeki faaliyetler ilginç geliyordu, şimdi o faaliyetler sıradanlaştı ve oyun, hareketlenme ağırlık kazandı kibu da doğal bir süreç. Yeter ki ilk okula başladığında sorun yaşamasın. Ancak dinlemekten çok konuşmak istemesi ileride sorun yaratabilir diye düşünüyorum.
_ Müdüre hanım: siz bilinçli bir velisiniz. Hiç merak etmeyin, oğlunuz normal gelişiyor ve kaygı gerektirecek hiç bir durum yok, konuşmaya gelince baskı yapmayın zaman içinde ne zaman konuşması ne zaman susması gerektiğini öğrenecektir, siz sadece zaman zaman hatırlatmalar yapın.
_ Sınıf öğretmeni: !!! Bazen ben bir şey söylüyorum, o da bir şey söylüyor. Beş dakika dinlese o bile bana çok.
_ Haklısınız evde de bazen uzun uzun anlatımları oluyor, bir de şöyle bir durum var iki cümle ile anlatabileceği bir şeyi süslü cümlelerle on cümlede anlatabiliyor ve o zaman onu daha uzun süre dinlemek gerekiyor ama biraz bana benziyor sanırım, bende çok konuşmayı severim. Sınıf kalabalık olunca her çocuğu dinlediğiniz zamandan daha fazla süre dinlenmeye ihtiyaç duyuyor, bu konunun üstünde duracağım. İleride sorun olmasın.

- Çok hızlı büyüyor, artık klasik erkek modeline de girdi.
_Müdüre hanım: Benim de 2 yaşında bir oğlum var dilediğiniz kadar silahtan uzak tutun, almayın, genlerinde var erkek çocuklar bu yaş döneminde klasik erkek çocuk modeli oluyor.
_ Ahh bende ona değinecektim. İlgisi silahlar üzerinde oldukça yoğunlaştı. Önce su tabancası dışında silah almadık, silah oyuncak değildir ve kötüdür diye işledik. Ancak sınıf arkadaşları ya da oyun parkında elinde silah olan çocuklara ışıltılı gözlerle yaklaştığını gördüm hep, ona silahtan izole bir yaşam sunmak çok zordu,sonra hediye silahlar geldi, o zaman evimizde silah oynadı ama her seferinde silahın kötü olduğunu açıkaldım. fakat şimdi legolarla oynuyor, legoları birleştirip acayip silahlar yapıyor ve "anne, yok edici yaptım" diyor.
- Silah kötü diyorsanız, kötü şeye eve alarak söylediğinize ters bir durum oluştuyorsunuz, çocuğa göre silah ona satın alındığında ya da ve girdiğinde, artık kötü değildir. bir ilke belirlenmeli ve esnek davranmamalısınız. Esneklikleri çocuklar hemen fark eder. Yani eline silah verip, silah kötü demek pek doğru olmamış. Ama silahlardan izole etmek de mümkün değil. Evinizin kuralı olur, silah eve alınmaycak gibi.
- Hımm, haklısınız. O zaman silahlarını kaldırmalı veya parçalanmalarını sağlayıp yenisini almamalı. Birde oğlan çocukları için yapılan oyuncaklar da çok kötü. Oyuncak mağazalarının en görünür yerleri anti-terör timlerini andıran, savaşçı oyuncaklarla dolu. Hiç hoş değil..

Yarım saatlik görüşmede en çok bu konulara değindik. Diğer konu ise sağlığımla işlgili son gelişmeler ve cihaz kullanmaya başladığımı ve bu süreci oğlumla nasıl yaşadığımızı anlattım. Daha önceki postlarımda bu konuya yeterince değindiğim için tekrarlamak istemiyorum. Sonuç oalrak çocuk evde gelişen her olayı hisetmeyip, anlamadığıunı sansak da zaten kendini dahil ettiğinden daha doğrusu çocuktan bir şey saklamaya çalışmanın yanlış olduğunu bildiğimden oğlumla bunu açıkça konuştuğumu, işitme cihazımı ona tanıttığımı söyledim. İnsanların farklılıklarına alışması için bir fırsat da oldu. Şimdi ikimiz de mutluyuz dedim.

Hiç yorum yok: