29 Ocak 2008 Salı

KAR VAR KAARRR HAYDİ KIZAKLARA

Bu hafta sonu üniversiteden çok sevdiğim bir arkadaşım, sürpriz bir şekilde hafta sonu Denizli'den İzmir'e beni ziyarete geldi, bizde kaldı. Beş yıldır hiç karşılaşmamıştık. Bal böceği ve anne olan benle tanıştı. Bal böceğinden önce defalarca gelip kalmıştı ama sonları araya mesafe girmişti, kendisi halen bekar. Bol bol özlem giderdik, anilarımızı tazeledik. Eski günlerdeki gibi bol bol güldük. Bu kadar seri konuşabilmemize eşim dahil herkes şaşırdı.Anne olarak beni çok beğendi, nasılım dediğimde çok fedakarsın dedi, bal böceğim konusunda bizi tebrik etti. Çok iyi yetiştirmişsiniz dedi, öz güvenine hayran kaldı. Çocuk konusunda övgüler almak insanın ruhuna iyi geliyor.
Cumartesi günü öğleden sonra yine ani bir kararla erkek kardeşim ve eşinin ısrarları üzerine Bozdağ Kayak merkezine gittik. Bal böceği kış başından beri soruyordu, anne madem kış geldi neden kar yağmıyor?, diye. Ankarada oturan yakınlarmızdan defalarca gelirlerken kardan adam getirmelerini rica etti. En büyük hayali bir kardan adam yapıp burnuna havuç takmak :) Misafirimizi de yanımıza alıp saat öğleden sonra bir buçuğu geçiyor olmasına rağmen yola çıktık.
Karla kaplı Bozdağ'ı görünce her birimiz çocuklar gibi şendik:) Kar fazla olmadığı için kayak yapılamıyor ancak kızaklarla kayılıyordu. Kızakla kayıp defalarca yuvarlandık. Çok eğlendik. Misafirimiz çok üşüdüğü için kafedeki kaloriferin başından ayrılamadı ancak bizler ailece tadını çıkardık. Bal böceğim de çok mutlu oldu. Kayerken her birimiz bir diğerinin haline gülerken, defalarca filelere çarpıp yuvarlandık, filelerden dışarı çıktık. Dağa tırman, sonra in derken orada hemen anlamadık ancak ertesi gün her birimizin bel ağrısı vardı, hatta kuzenim elinde lasonil kutusu ile geziyordu. Haşatımız çıkmıştı;ertesi gün her yerimiz et kesiği olup ağrısa da oradaki hallerimiz görülmeye değerdi. Çok komiktik ve çoook eğlendik.
Hava kararırken döndük. Bal böceğim kar nerdeyse buzlaşmış olduğu için kardan adam yapamadı ama kaydı, eğlendi. Dönüş zamanı geldiğinde yerden iki parça buz alıp cebine koymaya kalktı, eve kar getirecekmiş. Kar erir, eve kadar dayanmaz üstelik cebinde seni üşütür, hasta olursun deyince bu kez iki buz parçasını elindeki plastik küreğinin içine koydu. Erimez, erise bile ben onu buzluğa koyarım, su olsa da yine donar kar olur, canım isteyince buzluktan çıkarıp bakarım diye bize açıkladı. Arabada uyuklarken elinde minik yeşil küreği, içinde karları bir süre yolculuk yaptı, sonunda tamam su olup eridiğinde onu dökerim bende eve kadar elim çok yorulucak dedikten bir süre sonra uykuya daldı.
Altta Bozdağ yolunda arabadan çektiğimiz bir kaç fotoğrafımız var. Değişik bir hafta sonu ve çocuklarınızla kar eğlencesi yaşamak isterseniz Bozdağ kayak merkezini tavsiye ederim. Üstelik bu hafta kar yağışı arttığı için bizim gibi buzlara değil yumuşak karlar üzerine düşüş yaparsınız :)




Bu aralar, evde oğlumla babssı çok güzel vakit geçirip, birlikte güzel güzel oyunlar oynuyorlar. Salonumuz oyuncaklarla kaplanıyor, her yer dağılıyor ama öyle eğleniyorlar ki ses çıkarmıyorum. Bazı geceler oyuncaklarımızı toplamayacağız, yarın oyunumuza devam edeceğiz diye beni uyarıyorlar. Böyle günlerde ertesi gün evimize sürpriz misafir gelmesin diye dua ediyorum, şayet legolardan yapılmış çiftlikler, hayvan taşıyan envai çeşit araba... vs arasında geçiş yolu hiç yok gibi bir şey oluyor. Geçen akşam, evde babasıyla karşılıklı futbol oynayan oğlum şöyle diyor, bir yandan oyuncularını kontrol ederken, Alex, alexi haydi alex, tunç tunç yakala topu, hakan haydi şut çek. Bulduğu futbolcu isimlerine şaşırdım doğrusu :)Onlar baba oğul oynarlarken ben elimde şişlerim örgü örüyorum. Şalımı sonunda bitirdim ve bloguma ekleyeyim diye resmmini çektim. Bir tane de kızkardeşim için başladım onun da bitmesine az kaldı. Sonunda kullanılabilecek şekilde bir şey örebildim. yani elim şekillendi, örgüm düzeldi. Örgü örmeyi seviyorum. Otuzumdan sonra öğrendim ama beni dinlendiriyor, bir şey üretmeyi seviyorum ve kukal çınlamalarını dinlemeyip bir işle meşgul olmuş oluyorum. İşte sanat eserim:



Bir de her akşam düzenli ders çalışıyorlar, ben okul öncesi çocuklara evde bir şeyler öğretmek konusunda kararsızım. Bana çok doğru gelmiyor açıkçası,ancak geçen hafta sınıftaki arkadaşlarıyla bir akşam bir araya getirmiştik, orada bal böceğinin arkadaşlarından daha geride kaldığını gördük. Bakıyorum babası oyun oynar gibi harfleri ve rakamları tanıtıyor, ismini yazmasını öğretiyor ve fazlaca yüklenmiyor. Bal böceği de zevk alıyor, zaten sıkıldığını hissettiği anda eşim bırakıyor, on dakika kadar sürüyor dersleri sonra yine oyun oynuyorlar.

4 yorum:

pınar dedi ki...

ne güzel eğlenmişsiniz kızakla, özendim valla. ankarada biz de yurdun karşısındaki tepeden kayardık çok zevkliydi. ve de dediğin gibi yorucu:P
benim de denizlide çok sevdiğim yakın bir üniversite arkadaşım var, keşke o da bize gelse:)

baba-oğulun birlikte vakit geçirip eğlenmesi de çok güzel. yağmur kız diye ya da daha küçük diye heralde baba-kız pek oynamıyorlar şimdilik. babası bilgisayarla vakit geçirmeyi tercih ediyor:(

şal da çok güzel. ellerine sağlık. 30uma geldiğime göre artık benim de örgüyü öğrenme zamanım gelmiş:)

Hayatta Giderken dedi ki...

Pınar gerçekten çok eğlendik :) Eski arkadaşlarla vakit geçirmek ise apayrı bir keyif veriyor insana, geçmiş ie bu gün arasında gidip geliyor, bol bol nostalji yapıyor insan. Yağız da daha çok babasıyla oynuyor bu aralar, artık kimlik arayışı içinde ve babasını ikisi de erkek olduğu için tercih ediyor :)
Şalımı beğendin mi, iki yıldır örgü örmeye çalışan ben nihayet ortaya iyi bir şey çıkarabildim :P

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

Çok imrendim kar eğlencenize. Ne güzel olmuş. Arkadaşlarla olmak insana iyi geliyor gerçekten.

Bıdıcıkı da yerim ben. Harf mi öğreniyormuş.

Şala bayıldım. Ellerine sağlık canım. Valla ben uzun yıllardır bişey çıkaramıyorum örgü namına..

Hayatta Giderken dedi ki...

İncegül, sağol canım. gerçekten iyice eğlendik. Oğluşum harf ve rakam öğreniyor bu aralar ama pek bir güldürüyor bizi.
Örgüye gelince bende yıllar sonra öğrendim, iki yıldır bir şeyler örüp ortaya doğru düzgün bir şey çıkmıyordu. Bu şal azmin zaferine işarettir.))