12 Kasım 2007 Pazartesi

BALBÖCEĞİ VE 10 KASIM


Resimleri artık iyice şekillenmeye başladı. Geçenlerde çizdiği bir resim hakkında aramızda şöyle bir diyalog geçti:

- Anne baaak, resim yaptım.

-AA çok güzel olmuş, harikasın. peki bu resimdekiler kim?

- Şu benim, yanımdaki de Işıl, şu da bizim çocuğumuz. O bir kız çocuğu.

- Hımmm, Işıl ve sen yan yanasınız, çocuk biraz daha uzakta.

- Anneeee, yanında biz varız, bir şey olmaaaaaaz!!

( Bu cevabı alınca afalladım. Ardından yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı, yıllar sonra yapacağımız bir konuşma bu gün karşıma çıkıvermişti.)

10 Kasım anma törenlerine yaklaşık iki hafta kala öğretmenimiz 4 satırlık bir şiir verip, ezberletmemizi, okuldaki törende okuyacağını söyledi.

Şiir şöyle:

Ey sevgili büyük Ata

Rahat uyu etme tasa

Seviyoruz, seveceğiz

Bilki her an seninleyiz!

Sınıftaki seçmeler sırasında bal böceği, Ey sevgili büyük Ata kısmını yüksek sesle ve öyle büyük bir coşkuyla tekrarlamışki, öğretmeni kendisini seçmiş. Kendi ilk okul yıllarımı hatırladım. Her yıl mukahhak bir şiir okurdum. Kürsüye çıktığımda boğazımı yırtarcasına haykırırdım. Amcamın evi okula yaklaşık 15 dakika uzaklıktadır. Bir gün kuzenlerim, ben şiir okuduğumda evden duyduklarını söylemişlerdi. Balböceğim bu durumda birazcık bana benzemiş görünüyor.

Törene bir iki gün kala evde yemek sonrası şiir okutmaya, törene hazırlamaya başladık. İlk iki satırı gayet güzel, coşkulu okuduktan sonra, üçüncü satırda kelimeleri karıştırıyor:

-Veriyoruz , vereceğiiiizzzz

-Annecim seviyoruz, seveceğiz olcaktı, yanlış oldu.

-Anne tamam baştan:"Eyy sevgili büyük Ataaa ........ veriyoruz, vereceğiiiiizzz

-Annecim bir şey verdiğimiz yok, sadece seviyoruz diyeceksin, hani biz Atatürk' ü çok seviyoruz ya şimdi seviyoruz, ileride de seveceğiz anlamında. Haydi bakalım. Bir kez daha

Bu kez ilk iki satırı gayet güzel okuduktan sonra, üçüncü satırda duraksayıp , yüzüme bakıyor, hah oldu doğru okudu, dördüncü satır:

- Şimdi her an seninleyiz!

-Olmadı annecim bilki diycektin.

- Bilki değil anne, şimdi

- Yok oğlum " Bil ki her an seninleyiz" diye söylemelisin.

-Anne yaa hiç bilki olur mu, bilki ne demek (bilki derken aynı tilki der gibi söylüyor :) ) Doğrusu şimdi olmalı bence.

- Hayır annecim bil kiii, yani bilmekten geliyor, bil! bilmece bilmek gibi, öğrenmek gibi, bilki her an seninleyiz. Hatta bak şöyle okumalısın, elini sol tarafa kalbinin üzerine götürerek okursan çok anlamlı olur. Çünkü Atatürk, kalbimizde ve sen şiirinde Atatürk' e kalbimizde olduğunu bil! diyorsun. Anlaştık mı?

Tören sabahı okula giderken yol boyu şiirini tekrarttırdım, son satırda elini kalbinin üzerine götürp, bittiğinde selam verecekti. Okula varmadan çiçeğimizi aldık. Sabah kahvaltılarını yedikten sonra okul önünde sıra oldular, tren gibi dizilip, hep birlikte Atatürk büstüne gittiler, herbiri büste çiçek koydu, Atatürk' e marşlar söyleyip, öpücük gönderdiler, el salladılar.

Sıra okunacak şiirlere geldi. Ben gözlerim dolu dolu izledim töreni, kocacım da benimleydi, bol bol fotoğraf çektik. Kürsüye arkadaşı yiğit ile birlikte çıktı. Ortalığı çınlatan bir sesle başladı. Üçüncü satırda göz göze geldik, nefes aldı ve devam etti. Doğru okudu. Sonunda da güzelce selam verdi.

Öğleden sonra Atatrürk müzesini ziyarete gittiler, dönüşte bize müze ile ilgili izlenimlerini anlattı. Atatürk' ün kayığını ve kullandığı bazı özel eşyalarını görmüşler. Gün boyu Atatürk hakkında konuştuk. Oğluma geçmişi o karışık, çalkantılı günleri, ülkemizin vahim durumunu anlatıp, sonra Ata' nın bir güneş gibi ülke kaderine doğuşunu ve zafere giden yolu anlayabileceği cümlelerle özetlemeye çalıştım. Odamızın duvarına kendi seçtiği bir Atatürk resmini birlikte astık. Malesef bu güne baktığımda, duyduğum utancı ve kahrolmuşluğu oğluma ifade edemiyor, duygularımı gizlemeye çalışıyorum :(

Hiç yorum yok: