26 Ekim 2006 Perşembe

Bayram sonrası

Ramazan, oruç, iftar, arife, bayram... derken o da geldi geçti ve işyerindeyim... Malesef iki gün boyunca yalnız çalışacağım. Diğer arkadaşlarım bayram iznini bir parça uzattılar, normalde üç kişi olduğumuz mekanda yalnız çalışmak biraz sıkıcı ama ne yapalım, idare etmeye çalışacağım. Günlerden perşembe olmasına rağmen ben pazartesi gibi hissediyorum, perşembeye perşembe muamelesi yapmam akşamı bulacak sanırım.

Bayram tatili daha başlamadan yani cuma günü iş çıkışı neredeyse koşturarak hazırlanıp kayınvalideme gittik, hatta iftari onda açtık.Sopnra birlikte bayram temizliği yaptık . Bayram sabahı kocam namazdan dönmeden ayakta olmam gerektiği için (kayınvalidemde adet öyledir) zor açılan gözlerimi saklamaya çalışıp yüzüme de kocaman bir gülümseme yerleştirerek mutfağa girdim, amanın kayınvalidemden önce uyanmayı ne zaman becerebileceğim bilmem ve ben daha elimi çaydanlığa uzatırken, amcamlara kahvaltıya davet edildiğimizi öğrendim. Yatakları toparlayıp oraya geçtik hemen. Erkekler bayram namazını bitirtrdiklerinde bayram topu güüümmmm diye patladı hemen bal böceğinin yanına koştum korkmasın diye ama o mışıl mşıl uyuyordu. Namazdan dönen kocacımla bayramlaştım tabi önce annesi bayramlaştı, ben solda bir on dakika kadar bekledim öpüşüp ağlaşmaları, neyse sonra ben bayramlaşıpğ bayram paramı da alınca amcalara geçtik.

Bayramlaşıp kahvaltıya oturduk . Aynen Kent şekerin reklamlarındaki gibi ailecek yenen kahvaltının peşini akraba ziyaretlerimiz izledi.Çevrede kim var kim yok , akraba konu komşu kim varsa gittik bayramlaştık, bazı yerlerde bize küçük hediyeler sundular: gazete kağıdına sarılmış atlet ya da birer çift çorap. Arada annemi ve babamı İzmir' de bıraktığımı düşünüp duygulansam da... baştan dediğim gibi eski bayramlar gibi bir bayram günü geçirdim. kayınvalidemin ziyaretçilerine ev baklavalarımızdan ikram ettim bol bol, tabii bende lüpledim her seferinde..

Ertesi gün kocacımın anneannesine, köye gittik. Bizim için bahçede odun ateşinde kızartma hazırlamış anneanne fakat isimlerimizi hatırlayamadı hani az önce arabalarıyle gelenler var ya onlar için yaptım diyordu... onunbla da bayramlaştık, sonra dayılara geçtik. Oğluşum orada yeni doğan buzağıları gördü, sevdi, bizde havanın güzelliğinden faydalanarak bahçede oturduk. Akşama doğru izmire döndük. Annem ve babam heyecanla bizi bekliyorlardı ki torunlarını merdivenlerde karşıladılar, öpüp koklayarak eve aldılar hemen sürpriz hediyelerini ve bayram şekerlerini sundular ... Sonra o gece birlikte İzmirde yaşayan büyüklerimizi ziyaret ettik.Ertesi sabah bayramın son günüydü her ne kadar kardeşim hadi çeşmeye gidelim balık avlayalım dese de ben yılmadan akraba ziyaretlerine devam ettim. Nihayet evimize vardığımızda apartmandan hatırı sayılır komşumuza gidip onunla da bayramlaştık ve bayramımız böylece sona erdi..

Evet aynen reklamlarda izlediğimiz kavuşmalarla, kucaklaşmalarla dolu bir bayram yaşadık ailecek. Bal böceği ev ev dolaşıp, büyüklerin ellerini öpmemize bir anlam veremedi sık sık hadiiii parka gideliiim dedi durdu ama her seferinde ona bayramlarda büyükleri ziyaret etmemiz gerektiğini tekrarladım . Tabii parka da götürmeyi ihmal etmedik sonrasında.. Çocukcağız ısrarla evimize ne zaman gideceğiz ben odamda oyuncak oynamak istiyorum diye tekrarlayıp dursa da biz bu bayramı yine babaanne ve anneanne yanında geçirdik ... Ama iyiki de öyle yaptık diyorum...

Hiç yorum yok: