Uyuyan oğlunu seyretti bir süre. Kocaman oluverdi sıpa diye geçirdi içinden. Daha üç yaşını dolduruyor olmasına rağmen çok büyümüş gibi geliyordu ona. Olgun bir çocuk oluşu nedeniyle böyle hissediyordu. Hep büyük adam edalarıyla hareket ediyordu; sohbet bile ediyordu onlar. Ama yok, daha küçücüktü o... halen kucağına alıp, sarmaş dolaş olabiliyorlardı. Ohh keşke daha uzun sürseydi bu zamanları, yıllar geçmese ...
Lisedeki yıllarına döndü, arkadaşları ile kurdukları hayallere kadar uzandı. İleride kuracakları yuvayı, eşlerini düşleyip uzun yorumlar getirmişlerdi bir gün. Sonra, erkeklerin evlenecekleri kızda aradıkları birincil şartın "çocuğuna iyi bir anne olabilmesi" sözünü yerine getirmesi olduğu üzerine konuşmuşlardı. O zaman kendisinin nasıl bir anne olabileceğini uzun uzun düşlemişti. Çok önemliydi çocuk yetiştirmek. iyi bir anne olmalıydı. Düşlerinden sıyrılıp o günlerden bu güne geçti. Anneydi şimdi !!!! Mutluydu oğlunu dünyaya getirdiği için. "Ne çok şey öğrettin bana" dedi. "Anneliği öğrettin, yeniden sevmeyi, hayatı bir kez daha keşfetmeyi öğrettin."
Çocuğu için gecesini gündüzüne katan, onu korumak ve kollamak adına nice çabalar sarf eden bir anne değildi. Olabildiğince özgür bırakmıştı oğlunu. O nedenle bu yaşında bile küçük sorumluluklarını kendince hallediyordu oğlu. Çünkü çok koruyucu olmak istemiyordu. Etrafındaki koruyucu ailelerden bunalmıştı yıllardır. Kendi ailesinden de, eşinin ailesinden de... O nedenle o, bağımsız bir birey yetiştirmek istiyordu. Olabildiğince özgüven aşılamaya çalışıyordu oğluna. Oluyordu da işte !! Aileler izin verseler bu zamane çocuklarının öğreteceği daha çok şey vardı. Yüzünde bir gülümsemeyle odadan çıkarken boynuna sarılmış minicik kolların sıcaklığını duyumsadı.
Ayıp olur diye
2 gün önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder